ÜLKEM – İLKEM

Atatürkçülük yapmak

İnsan bazen ne istediğini bilmiyor, bazen de istediğini yapamıyor. İndeks’e yazımı göndermekte geciktim. Tatlı bir “hatırlatma” uyarısı geldi. Gecikmemin nedeni, yapmak istediklerime veya yapmak zorunda olduklarıma yetişememekti. Bu bir mazeret sayılsa bile uyarı haklı idi.

Atatürkçü, Atatürkçülük, Atatürk Devrimleri, Atatürk İlkeleri, Atatürkçü Düşünce Sistemi gibi kavramları çok kullanırız, ama bu kavramların içeriğini ne kadar bildiğimiz ve bildiklerimize ne kadar inandığımız tartışılır. Şimdi, bir de, Atatürkçülük Yapmaktan söz ediyorum, bu da nereden çıktı denebilir. Bu bir ihtiyaçtan doğdu. Yaşadığımız süreç bizi Atatürkçülük yapmaya zorluyor. Biz, biraz ezberciyiz, biraz da hazırcıyız. Ancak küçülen dünyada, bu kafa yapısı ile varlığımızı sürdürmemiz, her geçen gün, daha da zorlaşıyor.

29 Ocak 2004, cumartesi günü yapılan CHP olağanüstü kurultayı tehlike çanlarını şiddetli bir şekilde çalmaya başladı. Atatürk’ün kurduğu partinin, devleti kuran partinin içler acısı durumunu ibretle, üzüntü ile izledik. Atatürkçülüğün en güvenilir savunucusu olması gereken partinin yöneticileri, kendi menfaatlerini savunmak için Atatürkçülüğü kullanıyorlar. Atatürkçülük, T.C.Devleti’nin kuruluş felsefesidir, Atatürkçülüğü sürdürmemek bu devletten vazgeçmek demektir. Benzeri gerçeklerle daha önce de karşılaştık, ama olay hiçbir zaman bu kadar ciddi, bu kadar büyük boyutlara ulaşmamıştı.

İktidardaki partinin temel dünya görüşü biliniyor, ABD’nin, AB’nin amacı biliniyor, ülkemizdeki işsiz sayısı biliniyor, iş sahibi görünenlerin büyük çoğunluğunun yaşam standartlarının altındaki koşullarda yaşadığı biliniyor, çevremizdeki yangının her an bize de sıçratılması kuvvetle muhtemel iken, biz uyuyoruz, uyutuluyoruz… İkisi de ayıp. Benzer ortamlarda, ilk tepkimiz şöyle oluyor; nerde bu devlet, kim bize yol gösterecek, kim bizi bilinçlendirecek, kim bizi organize edecek? gibi soruları haykırmak. Çünkü bizim kendi aklımız yok, mutlaka birilerinin güdümüne ihtiyaç duyuyoruz. Ne yazık ki görünen ortamda, böyle bir kurum veya kişi de yok. Sanki, en kötü koşullarda, Mustafa Kemal’e yol gösteren biri vardı. Onun rehberi aklı, itici gücü ise yaşanılan acı gerçeklerdi. Bu olumsuzluklar içinde, “Bulunur kurtaracak, bahtı kara maderini” düşüncesiyle vurdum duymazlığı oynamak da tehlikeli, artık biz bittik, diye ümitsizliğe kapılmak da tehlikeli. İşte Atatürkçülük yapmak önerim bu ihtiyaçtan kaynaklanıyor.

Atatürkçülüğü kim yapacak?

Laik, Demokratik T.C. Devletinin yaşamasını isteyen herkes Atatürkçülük yapacak. Çünkü, Atatürkçülük bu devletin kuruluş felsefesidir. Kimseden çağrı beklemeyecek, kimseden görev beklemeyecek, elini taşın altına sokarak bildiği kadarını, ama inanarak yapacak. Çığ bir anda oluşmaz. Kar topları zirvede küçüktür, yuvarlandıkça büyür ve önünde durulamaz bir çığ haline gelir. Atatürkçülüğü, hem bu devleti kuranların hatıralarına, bize yakışan saygıyı göstermek ve hem de, egoistçe davranıp, kendimizin ve evlatlarımızın geleceğini güvenceye almak için yapmak zorundayız.

Atatürkçülüğü nasıl yapacağız?

Atatürkçülük yapabilmek için önce Atatürkçüğün ne olduğunu bilmek gerekir. Atatürkçülüğü bilebilmek için de tarihin doğru bilinmesi gerekir.

Osmanlının son yüzyılını, 1918 ortamını ve Sevr koşullarını, Türk Kurtuluş Savaşı’nın hangi koşullarda ve hangi unsurlara karşı yapıldığını, devrimlerin amacının ne olduğunu, devrimlere kimlerin ve ne amaçla karşı çıktıklarını, bütün gerçekleri ile bilmeden Atatürkçü olunamaz. Bu bilgilere sahip olmadan ben Atatürkçüyüm diyenler de, Atatürk karşıtı olanlar da kendileri değildirler, başkalarının uydusu ve oyuncağıdırlar.

Atatürkçülük, etrak-ı bi idrak diye nitelenen bir toplumdan, kendisinden utanmayan, kendine güvenen, onurlu bir ulus yaratmıştır ve amacı yarattığı o ulusu, kültür olarak çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmaktır. Bağımsız, onurlu ve kalkınmış bir toplum olarak yaşayabilmenin bir bedeli olduğunu kabul etmeli ve o bedeli ödemeye hazır olduğumuzu kanıtlamalıyız.

Bu kapsamda, herkesin, her ortamda kendi çapında yapabileceği bir şey mutlaka vardır ve yapmalıdır. Yapmaması gereken tek şey, Atatürkçü olmayan, Atatürkçülüğe yakışmayan sözleri söylemek veya davranışlarda bulunmaktır. Eksik, sahte, iki yüzlü Atatürkçülerin de mevcut olduğu bir ortamda, artık, ben Atatürkçüyüm, demek yetmiyor. Gerçek Atatürkçü olmak gerekiyor. Gerçek Atatürkçü, Atatürkçülüğü doğru anlayan, onu çağın koşulları doğrultusunda yorumlayabilen kişidir. Gardrop Atatürkçülüğü, etiket Atatürkçülüğü, boş söz Atatürkçülüğünü bitiremezsek onlar Atatürkçülüğü bitirecekler. Gerçek Atatürkçüleri, Atatürkçülük yapmaya, Atatürkçülüğü savunmaya, Atatürkçülüğü savunacak gençler yetiştirmeye çağırıyorum. .

Arayış biterse, çaba durursa her şey biter. Atatürk fani idi, ama Atatürkçülük fani olmamalı, laik, demokratik T.C. Devleti, insanlık var oldukça yaşamalıdır.

1 Şubat 2005